Oyunlar

Türk Klasikleri

Kelimeyi girip enter'a basınız

Elif Şafak - Araf
veya indir
Kim gerçek yabancı - bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayatı sürüp, ait olacak başka bir yeri de olmayan mı? İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir - bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer - ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamanın birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır.


------------------------------------------------------------
Elif Şafak - Baba ve Piç
veya indir
Elif Şafak’ın Baba ve Piç adlı kitabını okudunuz mu? Okuyun. Üzerine çok yazıldığı için çok kısadan söyleyeceğim: Farklı katmanları, farklı okumaları, farklı çağrışımları keşfetmek için okuyun. Türkçenin sonsuz zenginliğini, Elif Şafak’ın dil oyunlarını, dille oynamasını, dili uçurmasını, cinsiyetçiliğe meydan okuyan dil “hınzırlıklarını” keşfedip, tadını çıkarmak için okuyun. Unutmak, anımsamak, anılar, suskunluklar, sırlar ve gerçekler, isyanlar ve boyun eğmeler, kaçışlar ve arayışlar üzerine, bizi bize anlatan enfes bir roman olduğu için okuyun. Zeynep Oral, Cumhuriyet Canlı ve eğlenceli. Bu muhteşem roman beni alıp uzaklara götürdü. Geri döndüğümde ise beni başka bir gerçeklik bekliyordu. Alan Cheuse, Chicago Tribune Cesur ve güzel… Kitapta pek çok karakter olmasına rağmen, bu karakterler arasında en etkileyici olanı Kazancı ailesinin kadın reislerinden biri değil, belki de İstanbul’un kendisi. John Freeman, Star Tribune Şafak güçlü kadın karakterler yaratma konusunda çok hünerli, ayrıca İstanbul’a ilişkin canlı tasvirler pek çok kişiyi şehre çekecek türden. Şafak’ın karakterleri kitabı bitirdikten sonra bile insanın zihnini terk etmiyor. - Patricia Corrigan, St. Louis Post-Dispatch

------------------------------------------------------------
Elif Şafak - Mahrem
veya indir
Görmeye ve görülmeye dair bir roman... Gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçimde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez. Âşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka "gözbebeğim" diye hitap edilir. -Elif Şafak


------------------------------------------------------------
Elif Şafak - Pinhan
veya indir
Pinhan, Elif Şafak'ın ilk romanı. Bu romanıyla Elif Şafak 1998 yılında Mevlâna Büyük Ödülü'nü aldı. "Pinhan!" dedi Dürri Baba. Sesi yaprak kımıldatmayan sabâ rüzgârı gibi doldu odanın içine. "Pinhan!" dedi çocuk üst üste üç kere. İlk kez bu ismi söylerken, farkında olmadan el çırptı; omuzları sevinçle oynadı; yüzünde gonca güller açtı. İkinci kez söylerken duruldu, az evvelki taşkınlığından utandı. Üçüncü kez söylerken, ateş bastı dilini, damağını; dudaklarında buruk bir tat kaldı. Beti benzi kül kesildi. O zaman Dürri Baba, kollarını iki yana açıp, olan biteni izleyen dervişlere doğru dönerek, "Nicedir adını bekler dururdu. Velhasıl adı da onu. İşte bugün kavuştular birbirlerine. Adı Pinhan olsun bundan böyle" dedi. Döndü halka/ döndü olanca hızıyla/ toprak ki siyah bir halka idi/ ve geceye saklanırdı bazen/ tuttu su ile karıştı/ su ki sarı bir halka idi/ rengiyle dalaşırdı bazen/ tuttu toprağı kucakladı/ eğildim suya baktım/ suda kendimi gördüm/ kendimi sen sandım/ sarılmak için atıldım/ köprüye hıncım yalan imiş/ onu yıkarken suya karışan/ ben oldum Bir de baktım ki/ ben ben değilim artık/ sûretim başka bir sûret/ ismim bir başkasının ismi/ gönlüm ne yöne akar/ ben ne yöne/ verdiğin emaneti yitirdim yollarda/ hata ettim/ kusur ettim/ affola...

------------------------------------------------------------
Peyami Safa - Bir Akşamdı
veya indir
Bir Akşamdı, gençlik hülyalarının, tecrübe noksanlığının ve hepsinden önemlisi iyi bir aile terbiyesi alamayışın neticesi olarak bilinmeyen ama cazip görünen, zengin bir hayat yaşama hevesi ile kendini baştan aşağı değiştirmek isteyen Meliha’nın romanıdır. Akrabalarından Kamil adlı bir gencin Kafkas cephesinden dönüşünde İzmit’e uğramasıyla hayatı değişen Meliha hasta babasını ve muhitine bir türlü uyum sağlayamamış annesini arkasında bırakarak, Kamil ile birlikte bir gece gizlice İstanbul’a kaçarlar. Bir süre sonra da evlenirler. Ancak Meliha, kendisini hiç hesaba katmadığı, hatta hayal bile edemediği olayların ağında bulur. Tutkusunun bedelini, hemen bütün değerlerini kaybederek ağır bir şekilde öder. Şişli’nin meşhur çapkınlarından olan Kamil, Meliha ile evlendikten sonra eski alışkan­lıklarını terk etmediği gibi, eşini de sefahat âlemleriyle tanıştırır. Meliha, Kamil’in etrafındaki sayısız kadınla mücadele etmekle uğraşırken, kocasının savaştan önce evlendiği ve bir çocuk sahibi olduğu Fransız eşi de çıkıp gelir. Kadınlar arasında kalan ve çareyi devam etmekte olan İstiklâl mücadelesine katılmakta gören Kamil, bunalımlarını atlatabilmek için gittiği Anadolu’da kendini gerçek cehennemin ortasında bulur.

------------------------------------------------------------
Peyami Safa - Canan
veya indir
Cânân, Türk romancılığının zirve ismi Peyami Safa'nın aşk, ihanet ve aile temaları etrafında ördüğü, okuyucuyu adeta sayfalarında bir uçurumun eşiğine kadar durmaksızın sürüklediği romandır. Sarayda el üstünde tutularak yetiştirildiği için ikbalperest, hırslı, bencil bir insan olan Cânân, zengin olmak ve herkesin kıskandığı biri olmak hevesleriyle ahlak, namus, sevgi, aile gibi değerleri hiçe sayan, insanlarla istediği gibi oynayan bir afettir. Lami ile Bedia, beş yıllık evlidirler, fakat Cânân'la tanıştıktan sonra Lami, Bedia'dan soğumaya ve eşini sebepsiz yere üzmeye başlar. Lami geleneğin, maneviyatın, asaletin timsali olan Bedia ile; modernliğin, maddiyatın ve soysuzluğun timsali olan Cânân arasında karar vermek zorundadır.

------------------------------------------------------------
Peyami Safa - Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
veya indir
Peyami Safa’nın şaheserlerinden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatında “insan ruhunun derinliklerinde ve labi­rentlerinde dolaşan ilk roman” olması ve hasta bir insanı ve onun psikolojisini ele alması bakımından önemli bir yere sahiptir. Birçok araştırmacı ve yazar tarafından Türk edebiyatında bir ilk kabul edilen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Tanpınar dediği gibi, “acının ve ıstırabın yegâne kitabı” olarak hem kemiyet hem de keyfiyet bakımından başka hiçbir eser olmasa da Türk romanının var olduğuna delil gösterilebilecek kudrette bir eserdir. Romanın genç kahramanı, ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa’nın Erenköyü’ndeki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde yoğurur. Peyami Safa’nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlasıyla izler taşıyan roman, hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve felaketi aynı sayfalara sığdırabilmiş olması bakımından insanın eşsiz bir tarifini sunuyor.
------------------------------------------------------------
Peyami Safa - Fatih, Harbiye
veya indir
Darülelhan'ın (Konservatuvarın) alaturka kısmında ud eğitimi alan Neriman, mensup olmakla iftihar ettiği Doğu kültürünü çok seven babası Faiz Bey'le on beş yaşından beri Fatih semtinde oturmaktadır. Yine bu semtte tanıştığı, babasına çok benzeyen ve Darülelhan'da kemençe eğitimi alan Şinasi ile yedi yıldır nişanlıdır. Bütün mahalle, tahammül sınırlarını zorlayan bu nişanlılık ilişkisinin evlilikle bitmesini beklemektedir. Ancak Neriman'ın Darülelhan'da tanıştığı Macit, onun içinde yer etmiş Batılı bir hayat yaşama isteğini uyandırır. Neriman, Beyoğlu'nda, Harbiye'de yaşanan ışıltılı hayat tarzına imrenerek yaşadığı muhitten, evlerinden, babasından, Şinasi'den ve hatta doğuyu temsil ettiğini düşündüğü kedisinden bile nefret etmeye başlar. Tramvay yoluyla birbirine bağlanan ama birbiriyle bağdaşması mümkün olmayan iki semt, Fatih ve Harbiye, aynı coğrafyada yaşanan bir kültür ve zihin geriliminin cepheleridir. Türk edebiyatının en üretken kalemi Peyami Safa, televizyon dizilerine de konu olan Fatih-Harbiye romanında toplumumuzun yaşadığı asrîleşme (çağdaşlaşma) sancılarına eşyalar, şahıslar, kurumlar ve mekânlar üzerinden ayna tutmaktadır (Tanıtım Bülteninden)

------------------------------------------------------------
Peyami Safa - Yalnızız
veya indir
Peyami Safa’nın son romanı Yalnızız, engin ruh tahlilleri ve kendi türünde açtığı çığırla onu yalnızca Türk edebiyatının değil, Dünya edebiyatının zirvelerine taşımış şaheseridir. Peyami Safa’nın diğer bütün romanlarında olduğu gibi Yalnızız romanında da doğu-batı, madde-mânâ, ruh-beden, idealizm-materyalizm gibi ikilemler üzerinde durularak, aynı evde yaşadıkları hâlde birbirlerinden oldukça farklı mizaç, düşünce ve insan ilişkilerine sahip aile fertleri üzerinden ruhunu arayan bir toplum resmedilir. Bireysel ve toplumsal kimliklerimiz arasında, bilhassa Batılılaşma hareketlerinden sonra ortaya çıkan uyumsuzluğun yarattığı sıkıntılar, kalabalıklar içinde milyonlarca “yalnız”ın peyda olmasına sebep olmuştur. Yalnızız; sıra dışı kurgusu ve bir üst kurmaca metin olarak romanda kendine yer bulan ütopya ülkesi Simeranya ile yarım asırdır Türk edebiyatının en çok okunan ve sevilen romanlarının başında geliyor.

------------------------------------------------------------
Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Kiralık Konak
veya indir
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, ilk romanı olan Kiralık Konak'ta toplumumuzda Batılılaşma ile birlikte kuşaklar arasında meydana gelen düşünce, duygu ve dünya görüşü ayrılıklarını, toplumsal çözülüş kavramını temel alarak, bir konağın dağılışı etrafında verir. Satılığa çıkarılan konağın, bu değişimle farklı yerlere savrulmuş bazı kişileri, Tanzimat'tan Meşrutiyet'e uzanan bir kopuş süreci içinde, istanbulin giyen, ölçülü ve namuslu kişiler olmaktan çıkıp, sırtlarına geçirdikleri redingotlarıyla -romancının deyişiyle- "riyakar, yarı uşak ve adi" bir kuşağın temsilcisi haline gelirler.



------------------------------------------------------------
Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Yaban
veya indir
Kendi dönemi içindeki gerçekçilik anlayışına uygun olarak yazılmış olan Yaban'da Yakup Kadri, I. Dünya Savaşı'nın bitimiyle birlikte Sakarya Savaşı'nın sonuna kadar olan sürede bir Anadolu köyünde, köylüleri, köyün durumunu, Milli Mücadeleye ilişkin tavırlarını bir aydının gözüyle verir. Yaban için "bu eser benliğimin çok derinliklerinden adeta kendi kendine sökülüp, koparak gelmiş bir şeydir" diyen yazar, bu romanda ortaya koyduğu birçok soruna daha sonra yazacağı Ankara'da cevap bulmaya çalışacaktır.




------------------------------------------------------------
Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur
veya indir
Tanpınar, kültürümüzü bir "iç âlem medeniyeti"nin tezahürü olarak görür. Bu medeniyeti, belirli bir ahlâkı taşıyan "mânevi vazifelerine inanmış, muayyen bir ruh nizamından geçmiş, nefislerini terbiye etmiş" insanlar meydana getirmiştir. Huzur'un kahramanlarından Mümtaz, roman boyunca kendisini "huzur"a kavuşturacak bir "iç nizam"ı aramaktadır. Eserde hastalık, ölüm, tabiat, kozmik unsurlar, medeniyet, sosyal meseleler, çeşitli ruh halleri ve estetik fikirler iç içe verilir. Ancak bütün bunların üzerinde romana hâkim olan Mümtaz'la Nuran'ın aşklarıdır. İstanbul, bu aşkın yaşandığı çevre olmaktan çıkarak, âdeta bir roman kahramanı gibi ele alınır. Huzur için, belli bir dünya görüşüne, bir hayat nizamına kavuşamamış Cumhuriyet aydınlarının "huzursuzlukları"nı dile getiriyor denebilir.

------------------------------------------------------------
Necip Fazıl Kısakürek - Çile
veya indir
Şairliğim on iki yaşımda başladı. Bahanesi tuhaftır: Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim... Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter.. Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde.. Haberi veren annem, bir an gözlerimin içini tarayıp: - Senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim! Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi... Gözlerim, hastahane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı, içimden kararımı verdim: - Şair olacağım! Ve oldum. 1925'de "Örümcek Ağı", 1928'de "Kaldırımlar", 1932'de "Ben ve Ötesi", 1953'de "Sonsuzluk Kervanı" ve 1969'da "Şiirlerim" ismiyle yayınlanmış şiir kitaplarının bir çok bakımdan kendini ifadelendiremediğini söyleyen Necip Fazıl Kısakürek'in, 1922'de Yeni Mecmua'da yayınlanmış ilk şiirinden başlayarak bizzat kendisi tarafından süzülen, ayıklanan, düzeltilen ve bir araya getirilen bütün şiirleri… Ve Poetikası… Bir yanda belli başlı bir sanat anlayışından tüten şiirler, diğer yanda, bu sanat anlayışının tüttürdüğü şiir mefkûresi…

------------------------------------------------------------
Orhan Kemal - Cemile
veya indir
Bir aşk öyküsü olan Cemile, yoksul kesimlerin ayakta kalma çabasını, direnişlerini de dile getiriyor. Boşnak kızı işçi Cemile ile dar gelirli Kâtip Necati arasındaki saf aşkı anlatan Orhan Kemal, arka planda yaşanan yoksulluğa, düşmanlığa, ilkesizliğe karşın dayanışma ve dostluğun gücünü vurguluyor. Orhan Kemal'in yalın anlatımıyla çarpıcı bir resim gibi çizdiği Cemile, onun unutulmayacak yapıtlarından biri. Orhan Kemal'in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve iyimserliği yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemal'in kitaplarını yayımlamaktan onur duyuyoruz.

------------------------------------------------------------
Necip Fazıl Kısakürek - Aynadaki Yalan
veya indir
Örgüsü beline kadar inen, koyu altun sarısı saçlar... Açık kumral, parlak örneksiz bir renk tonu... Gözleri de saçlarına denk.. Açık bir alın, vezinli bir burun, kendinden kıpkırmızı, hafifçe kalın, kaçak bir istihza büklümüyle kavisli dudaklar... Çıplak ayak bileklerinde soylu çizgilerin en incesi... Kapalıca, kavuniçi rengi bir entariden giyimi içinde, öğretilemez ve öğrenilemez bir vakar ihtişamı... Yoksa masallardan kaçırılmış ve bu köye hapsedilmiş bir sultan mı bu?.. (Kitap'tan sf:9) Necip Fazıl Kısakürek'in, roman kalıpları içinde kaleme aldığı tek eseri… Roman, üniversitede felsefe asistanı olan Naci'nin hayatı etrafında gelişir… Bu hayat, Necip Fazıl'ın kendi hayatı değildir ama onun hayat hikayesindeki bir çok unsuru içinde barındırır. Naci, çevresine karşı davranışlariyle, kadın, cemiyet ve sanat anlayışiyle, hayata ve ölüme dair düşünceleriyle bir karakter bütünü halinde şekillendikçe hayalimizde bir Necip Fazıl portresi belirir gibi olur.

------------------------------------------------------------
Necip Fazıl Kısakürek - Bir Adam Yaratmak
veya indir
Eser ilk olarak 1937-1938 kışında İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda temsil edilmiştir. Olay meçhul bir tarihte İstanbul'da geçer. "Husrev - Bir adam yaratmağa kalkıştım. Ona bir surat ve kader bulmak... Nerede bulayım? Kendimi buldum. Suratsız ve kadersiz adam şahlandı. Zincirini kırdı. Elimden kaçtı. Ben insanım. Beni arkamdan vurdu. Suratsız ve kadersiz adam benim suratımı takındı. Kalıbımı giyindi. Kaderimin içine yattı. (Bir an sükut) Benim de kaderim buymuş."




------------------------------------------------------------
Necip Fazıl Kısakürek - O ve Ben
veya indir
Hayatını, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri'ni "Tanıyıncaya Kadar" ve "Tanıdıktan Sonra" diye iki ana bölüme ayıran Necip Fazıl, Efendisine doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri "O Ve Ben"i 1975'de şöyle takdim etmiştir: "Bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl O'nu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. Bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik olabildiğim birbuçuk esere nisbetle bugün 60 cildi aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğim eserler arasında, şimdikini, baş köşeye oturtulması lâzım ve en mahrem iç ve dış iklimlere doğru bir belirtiş olarak takdim ederim." Kitap, 1965 senesinde "Büyük Kapı" ismiyle yayınlanmıştır.

------------------------------------------------------------
Necip Fazıl Kısakürek - Peygamber Halkası
veya indir
"Peygamber Halkası" deyince, Vedâ Haccında Allah Resûlünün hitab ettikleri yüz bini aşkın Sahabîden hiç olmazsa yüzlercesini demetlemek gerekirdi. Halbuki bu kitapta, alınlarında Sahabîlik nûrunu taşıyan ebediyyet kahramanlarından niceleri, hiçbir tercih ölçüsüne vurulmaksızın gösterilmemiş ve "artık gerisini siz hayâl edin!" gibilerden pek azı örnekleştirilebilmiştir. Eğer bu eserde Sahabi keyfiyetinden bir pırıltı verilebilmişse ne mutlu kalemimize!..




------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Acımak
veya indir
Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor. Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor. Acı ve sefaletle dolu ortamdan tesadüfle sadece kızı Zehra’yı kurtarabiliyor. Acımak; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor.

------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Akşam Güneşi
veya indir
Onu ilk defa bir haziran günü Sazlı Pınar yolunda gördüm. Viran bir köprünün başında köylülerle konuşuyordu. Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. Yanından geçerken selam verdik. Jandarma arkadaşım: - Keyifler iyidir inşallah Bey, dedi. - Çok şükür çavuş... Sen de iyisin ya? Biraz önümden giden ihtiyar jandarma, köprünün öte başında atını durdurdu, beni bekledi. Eski bir çizme gibi sert ve kırışıklarla dolu yüzünde memnun bir gülümseme vardı: - Şu adamı gördün mü Doktor Bey, dedi. Hani Cenabı Hak, Kitabında Hazret-i Peygamber'in son peygamber olduğunu yazmasaydı ben, bu adama peygamber derdim.


------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Ateş Gecesi
veya indir
Ateş Gecesi, Reşat Nuri Güntekin'in önemli romanlarından biridir. Yazar, Ege bölgesinde yaşanan unutulmaz bir aşkın çevresinde, döneminin gerçeklerini de ustalıkla yansıtmıştır. Çalıkuşu'ndaki Feride gibi, Akşam Güneşi'ndeki kahraman Jülide gibi, Güntekin'in bu kitabında da Afife'yi tanıyacak ve çok seveceksiniz.






------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Çalı Kuşu
veya indir
Çalıkuşu ilk kez 1922 yılında Vakit gazetesinde tefrika edilmiş ve aynı yıl kitap olarak basılmıştır. Beşinci baskısından sonra eser, 1939 yılında bizzat Reşat Nuri Güntekin tarafından sonra tekrar yayımlanmıştır. Bu kitap söz konusu baskısından yararlanılarak aslına uygun olarak yayına hazırlanmıştır. ÇALIKUŞU, Reşat Nuri Güntekin''in en yaygın ününü kazandığı ilk romanı. Romanda, iyi öğrenim görmüş bir İstanbul kızının, Anadolu'nun çeşitli köy ve kasabalarında öğretmen olarak yaşadığı serüven anlatılır.Serüven yönü ağır basan bu romanda, kişilerin duygu dünyaları, ülke gerçeklerinden soyutlanmadan verilir. Çalıkuşu, her yaştan insanın rahatlıkla okuyup sevebileceği önemli romanlarımızdan biridir.

------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Damga
veya indir
'Damga', Reşat Nuri Güntekin'in kısa romanlarından biri. Güntekin, çocukluk anılarının dile getirildiği eski İstanbul günlerini anlatıyor. Vedia'ya duyulan büyük aşkın, sonunda boş bir kuruntu nedeniyle umutsuzluğa dönüşmesini hüzünlenip severek okuyacaksınız. Özlenen bir evliliğin gerçekleşmemesi, büyük bir düş kırıklığına yolaçıyor.






------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Dudaktan Kalbe
veya indir
'Dudaktan Kalbe', özellikle örf tanıtımı ve kişilik canlandırımında başarılı, duygusal, ve sevgi dolu bir roman. Açık, yalın ve gösterişsiz bir anlatışla ve temiz bir İstanbul Türkçe'siyle geniş kitlelere seslenebilen yazarın, ilk ve en ünlü romanı Çalıkuşu düzeyinde bir kitap. Şarkılara,filmlere, nostaljik romantizmimize bolca konu olmuş aşkların unutulmaz romanlarından biri.





------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Eski Hastalık
veya indir
'Eski Hastalık', Reşat Nuri Güntekin'in en ustalıklı romanlarından biridir. Aşk, tutku, sadakat, vefa kavramları çevresinde dönen, çok iyi kurgulanmış, güçlü ve zengin roman kişilikleriyle çarpıcı bir kitap. İstanbul'da, başka bir erkekle birlikte geçirdiği trafik kazasından sonra, genç kadın, kocasıyla birlikte yine taşraya doğru yola çıkar...






------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Gizli El
veya indir
'Gizli El'; Reşat Nuri Güntekin'in, 'Cemil Nimet' takma adıyla, 'Dersaadet' gazetesinde (1920) tefrika edilen ilk romanlarından biridir. Gizemli bir dünyanın dile getirildiği bu eserde, bir yazarın düş gücünün sözcüklerine nasıl başarıyla yansıdığını görebilirsiniz. Reşat Nuri Güntekin 1889'da İstanbul'da doğdu. İlköğrenimini Çanakkale'de yaptı. Çanakkale İdadisi'nde, Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) ve İzmir'de bir Fransız okulunda okudu. 1912'de Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. 1916-1919 arasında İstanbul'da Vefa ve Erenköy liselerinde öğretmenlik yaptı. 1931'e kadar çeşitli liselerde Türkçe, Fransızca, Edebiyat, Felsefe ve Pedagoji dersleri verdi. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi oldu, 1939'a kadar Anadolu'yu dolaştı. 1939-43 arasında Çanakkale milletvekili, 1950'de Paris'te Kültür Ataşesi ve Türkiye'nin Unesco temsilcisiydi. 1954'te emekli oldu, İstanbul Şehir Tiyatroları Edebi Kurul üyeliğine seçildi. 1956 Aralık'ında, tedavi için gittiği Londra'da kanserden öldü.

------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Gökyüzü
veya indir
Gökyüzü'nü okurken, bir ömrün upuzun dramını ürpererek izleyecek ve okuduklarınızdan önemli hayat dersleri çıkaracaksınız. Birçok şeyi yaşayamadan, birçok düşü gerçekleştiremeden yaşlanan insanların o hüzünlü dünyasında dolaşıp sarsılacaksınız. Yoğun bir sevgi serüveninin dile getirildiği bu kitabı unutamayacaksınız.






------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Kan Davası
veya indir
Bu eser, 1955 yılında ilk kez Yeni Sabah Gazetesi'nde yayınlanan tefrikası esas alınarak yayına hazırlanmıştır.










------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Kızılcık dalları
veya indir
Kızılcık Dalları'nda, bir evlatlığını başına gelen olayları, kendi diliyle eşleşen bir masal diliyle anlatışı göze çarpar. Mutlu bir aile yaşantısına özlem, büyük bir anlam zenginliğiyle dile getirilmiştir. Kızı erken yaşta ölen bir ninenin, yüreği yanarak ve kızının yadigârına bakarak hatırladıkça çoğalan o mazlum yakarışları başarıyla verilmiştir. Yazar, besleme kızcağızın anılarının dibindeki kimsesizlik ve çaresizliği, hayatındaki o büyük drama bağlayarak, bu romanın eksenine yerleştiriyor.




------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Leyla ile Mecnun
veya indir
Reşat Nuri Gültekin'in birçok hikâyesinin toplandığı bu kitap, insanların gönül dünyalarının zenginliğini, aşkın, sevginin ve dostluğun bütün renklerini ustalıkla sergiliyor. Mektuplar, anılar ve gerçekler başarıyla dile getirilmiş. Bu kitapta ayrıca birkaç küçük oyun da yer alıyor.







------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Miskinler Teknesi
veya indir
'Miskinler Tekkesi'; Türkiye'deki dilencilerin dünyasını ve cahil hocaları başarıyla tasvir eder. Güntekin'in en dikkate değer eserlerinden biridir. Padişah II. Mahmut dönemi ileri gelenlerinden olup padişaha yakınlığıyla tanınan Kocabaş Kazasker Şemsettin Molla'nın torununun hayatı üzerine kurulmuş bir kitaptır. Padişahın ekmek kırıntılarının kat kat işlemeli bohça ve sedef kutularda saklandığı bir ortamda, padişah dilencisi bir dedenin torunu olan ve hem Meşrutiyet hem Cumhuriyet dönemlerinde yaşayan roman kahramanı, bir çeşit soyaçekimle, dilenciliği meslek edinir.



------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Olağan İşler
veya indir
Olağan İşler'in ilk bölümünde yer alan kısa hikâyelerde, şiir tadında tasvirler, insanların güzel duygu dünyaları ve toplumun gerçekleri akıcı bir biçimde ele alınıyor. İkinci bölümde ise, yazarın Batılı yazarlardan yapmış olduğu başarılı çeviri hikâyeler yer alıyor.







------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Son Sığınak
veya indir
Reşat Nuri Güntekin'in son eseri olan bu kitapta, çocukluk günlerinin unutulmaz anıları, yolculuklar, umutsuz aşklar, yaşanan acılar, kaçırılmış mutluluklar ve ilginç olaylar yer alıyor. Ünlü romancının, özellikle tiyatro sevgisiyle dolu geçen yılları ustalıkla sergilediği bu kitabı okurken, siz de bir tiyatro grubuyla birlikte oradan oraya dolaşacak ve insan olduğunuza bir kez daha sevineceksiniz.





------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Sönmüş Yıldızlar
veya indir
Hikayelerde kadın-erkek ilişkilerinin duygu dolu dünyası başarıyla sergileniyor. Karşılıklı aşk mektuplarında, gözyaşları ve hazin bir hayatın gerçekleri, yalanlar ve düş kırıklıkları ele alınmış. Yirmi bir hikâyeden oluşan kitabı severek okuyacaksınız.







------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Tanrı Misafiri
veya indir
'Tanrı Misafiri'; Reşat Nuri Güntekin'in Türkiye toplumunun her kesiminden eşsiz insan manzaralarını ustalıkla sunduğu hikâyelerini kapsar. Hikâyelerin adları bile yazarın geniş yelpazesi hakkında fikir vericidir: Tanrı Misafiri, Yasaminli Yuva , Deniz Banyosu, Münzevinin Esararı, Yanakları Taksimi, Gece Ziyaretçileri, Su Çekme ve Bulaşık Yıkama, Şapka Duası, Bir Aile Meselesi, Medeni ;Günahlar, Bir İstifa, Bir Centilmen, Porselen Çay İbriği, Hatıra Defteri, Kesatlık, Bir Modern Genç Kız, Sinema, Çocuk ve Sokak, Biçilmiş Kaftan, Bir Artist, Diplomasız Doktor, Hasta Çocuk, Bir Gümrük Kaçakçılığı.


------------------------------------------------------------
Reşat Nuri Güntekin - Yaprak Dökümü
veya indir
'Yaprak Dökümü'nde Reşat Nuri Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığı ve ahlâk düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü, ustalıklı bir dille anlatıyor. Toplumsal yönü ağır basan bir roman. Eski görenek ve ahlâk anlayışına bağlı kalan bir küçük bürokratın, değişen sosyo-ekonomik koşulların berillediği yeni hayatını yadırgaması başarıyla sergileniyor.






------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Ağıtlar
veya indir
Ölüme karşı etkin bir direniş olan ağıt, insanoğlunun ölümle yüz yüze geldiğinde duyduğu şaşkınlığı, korkuyu ve inanmazlığı dayanılır kılma çabasının sonucudur. Bin yıllardır yakılan ağıtlar, Anadolu'da da çok büyük bir çeşitlilik ve zenginlik gösterir. Yaşar Kemal'in Çukurova bölgesinden ve Toroslar'dan derlediği pek çok ağıt, Ağıtlar'da bir araya geliyor. 'Gözümüzün önünde, bir deri bir kemik köylü delikanlının biri çıkacak. Adı Kemal Sadık Göğceli, Hemite köyünden gelmedir. Dağ bayır dinlemez, köyünden, dağ köylerinden, obalardan, ovalardan, kasabalardan, ikide bir de kopup gelir Adana'ya, çöker önümüze, ağıtlar, türküler, destanlar serer buruşuk sarı kağıtlar üzerine yazılmış. Peki nereden toplamıştır bunları? Anadolu bacılarının hep birlikte yaktıkları ağıtların yazıcılığını yapıyordu, bu zorunluluğu duyuyordu, esnek ve kararlı yazısı ile. O hızla kopup geliyordu tabana kuvvet, sanki kaderi ile kaderimiz buna bağlıymışçasına. Önümüze serdiği söz dizileri, bağırtıları, dövünmeleriydi. Sanki ölenin, vurulanın, ezilenin, (...) ırgatı, işçisi, yarıcısı ile büyük değişimlerin içinde bulunan Çukurova'nın avaz avaz ağıtlarından sorumluydu bu çocuk.'

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Ağrı Dağı Efsanesi
veya indir
Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han'a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal'in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir.

"Yaşar Kemal Anadolu'nun halk edebiyatıyla alışveriş içindeyken başladı yazmaya. Gerçek bir yazar olduğu için de dilin duyarlığından, şiirsel destanın tek kahramanıolan Türk halkının kültüründen esinlenmesini bildi." - Jeliha Hafsia, La Presse, (Tunus)

"Yaşar Kemal'in romanı Tolstoy'un çapına ve Dickens'ın canlılığına sahiptir." - Manchester Guardian, (İngiltere)

"Zengin, renkli ve zekice bir nitelikle bezenmiş bir üslup ve yazdığı her kelime sert, cilalanmış, ayrıksı ve bir buğday tanesi gibi potansiyel olarak üretken." - Irish Times, (İrlanda)

'Kitabın güzelliği zengin şiirsel dilinde, efsane ve mit duygusunda yatıyor.' -Sunday Telegraph

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Al Gözüm Seyreyle Salih
veya indir
Al Gözlüm Seyreyle Salih'te Karadeniz'in küçük bir kasabasında on bir yaşındaki Salih'in, kanadı kırık bir mantıya duyduğu sevgi ve mavi oyuncak bir kamyonu elde etme isteği konu alınır. 1970'lerin Türkiyesi, dönemin insan, devlet, iktidar ilişkileri Salih'in dünyasını çevreler. Yaşar Kemal, Salih'in gözünden hayata bakar ve çocukluğun bahçesinden, Türkiye'nin genel yapısını tüm inceliğiyle çizer.





------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Alah'ın Askerleri
veya indir
Yaşar Kemal İstanbul'un çeşitli semtlerinde çocuklar arasında dolaşarak onların hikayelerini anlatır. Küçük yaştaki bu çocuklar, sokaklarda yatıp kalkıyor olmalarına, kimsesizliklerine, hor görülmelerine, açlığa rağmen hala hayatta, hala insan kalmışlardır. Allahın Askerleriyle yapılan röportaj zengin bir dille hüzünlü bir hikayeye dönüşür.






------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Baldaki Tuz
veya indir
Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü, Ustadır Arı ve Zulmün Artsın Yaşar Kemal'in gazetelerde, dergilerde yayınlanmış toplumcu ve gerçekçi bir bakış açısıyla kalema aldığı yazılarından ve konuşmalardan derlenmiştir. Onun düşünce ve yazarlık serüvenine tanıklık eden bu yazılar halkın yıllardır içine sürüklendiği karanlığın belgeleridir. "Dünyayı sonuna kadar ödemek... Çalışarak, kitapların, türlü insanların. Doğanın macerasına katılarak, yoksul, acı çekerek ödemek. Ama dünyayı sonuna kadar ödemek. İliklerine kadar bütün yoğunluğuyla ödemek. Kırk yıllık yolda yaprak kımıldasa, yüreğinin başında duyarak, dünyanın acısına, sevincine katılarak ödemek."


------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Binboğalar Efsanesi
veya indir
Yüzyıllarca yerleşik düzene geçmemek için direnen Türkmenler'in romanı Binboğalar Efsanesi Hıdrellez şenliklerinde, göçerlerin kış için sığınacak topraklar bulma dilekleriyle başlar. Ancak, kış onlar için bir yok oluş öyküsüne dönüşecektir. Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt. "Yaşar Kemal bir kültürün nasıl yittiğini Binboğalar Efsanesi ile sarsıcı bir biçimde betimledi." - Allan Sandström, Wasterbottes Kurriren, (İsveç) "Yaşar Kemal'in yazdıkları, bu evrenin çöküşünü, ondokuzuncu yüzyılda başlatılan ve yirminci yüzyılda ansızın piyasa ekonomisine geçilmesiyle sonuçları şaşırtıcı boyuta ulaşan zorunlu yerleşik yaşamın getirdiği tarihsel çöküşü anlatır." - Jean-Pierre Deleage,

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Bu Diyar Baştanbaşa
veya indir
"İnsan birden irkiliveriyor. Atom bombası bu şehre düşmüş sanki. Yer yer taş yığınları, harabeler. Diyarbakır pas tutmuş. Diyarbakır, eski, çok eski bir demir kapı kadar paslı. (...) Bu şehir kılıf içinde." -Yaşar Kemal-

"Türk umumi efkarından ve memleketten neler saklandığını görmek, hakikatin ne olduğunu anlamak için Yaşar Kemal'in sade bir kalemle, yalnız realiteyi ifade azmiyle yazdıklarını okumalı."




------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Demirciler Çarşısı Cinayeti
veya indir
Akçasazın Ağaları tarihte, zamanla, düzenle hesaplaşmanın hikayesidir. Ağalar çökerken yanıbaşında yeni bir tarih yazılır, değişim kaçınılmazdır. Güçlüler dövüşürken doğa da ses verir. Demirciler Çarşısı Cinayeti birbirini yok etmek için tüm hünerlerini, olanaklarını, güçlerini, bundan da öte akıllarını, nefretlerini ve kinlerini kullanan iki derebeyinin ayakları altında ezilen toprağın, toprağın insanlarının ve yeşerttiği doğanın büyük efsanesidir. Lanet, çıktığı bağrı vuracaktır.

 "Yaşar Kemal sadece Mitterrand'ın kalbindeki sevgili halk ozanı değil. Yaşar Kemal edebiyatın bir devi." - Andre Clavel, Nouvelles Litteraires, (Fransa)

 "Demirciler Çarşısı Cinayeti birbirlerini yok etme amacıyla tüm hünerlerini kullanan iki karşıt grup arasında kalan ülkenin kaderi üzerine dev lanet okumayı konu ediyor." - Alain Bosquet, (Fransa)

 'Eski rapsodilerin epik esinini, gücünü, doğa aşkının usta bir lirizmiyle iç içe sokarak, Yaşar Kemal, bize büyüleyici kişilikler çiziyor ve bizi kapıp götüren bu destandan ayrılmak çok güç oluyor.' - Bulletin Critique du Livre Français,

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
veya indir
Filler Sultanı'nda bir halk masalından yola çıkılarak güç ve haklılık arasındaki ilişki ele alınır. Filler Sultanı gücüne güvenerek karıncalara savaş açar. Haklı ya da haksız olmak onun için önemli değildir. Gücünü kendinden milyonlarca kez küçük karıncalar üzerinde denemektir niyeti. Ancak karıncalar birleşir ve haksızlığa boyun eğmeden filler sultanlığını devirirler.

 "Eğer insan soyunun bu en zaliminin simgesini, benzerini hayvanlar arasında arayacak olsaydım, belki timsahları bulurdum, boa yılanlarını bulurdum. Yok yok, sanmıyorum ki yeryüzünde bu zalimleri simgeleyecek korkunçlukta bir hayvan türü bulabilelim..." - Yaşar Kemal-

 "Korkusuz bir toplum eleştiricisidir Yaşar Kemal. Ve eşsiz bir şair. Onu okuyan herkes büyüleyici, güçlü anlatım yeteneğine hayran kalır." - Dagens Nyheter,

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
veya indir
Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan'a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut romanın baş kahramanıdır. Lozan'da alınan mübadele kararıyla, Rumlar Yunanistan'a gönderilmiş ve savaşlarda yerini yurdunu yitirmiş insanların Ege'deki bu adaya yerleştirilmelerine karar verilmiştir. Adanın kaderi Poyraz Musa'nın gelişiyle değişir. Adaya sığınan çeşitli kökenlerden insanlar, Poyraz Musa'nın desteğiyle yaşadıkları bütün acılara karşın mutlu ayakta tutarak yeni bir yaşamın filizlerini yeşertirler.

 'Yaşar Kemal çağdaş dünyanın en büyük anlatıcılarından biridir. Onu okumak yaşamın kendisini anlamaktır. O, korkusuz bir kahraman gibi yazıyor.' -John Berger-

'Yaşar Kemal Homeros'tan bu yana gelen en eski gleneksel anlatıcıdır. Başka bir sesi olmayan bir halkın sesidir.' -Elia Kazan- 'Yitirdiğimiz anlatım geleneğini ne mutlu ki Yaşar Kemal bumuş. Tarihi ve politikayı altüst ederek yirmibeş - otuz yüzyıl sonra Yunanlı ozan (Homeros) susmuş ve söz sırası Troyalı ozana (Yaşar Kemal) geçmiştir.'

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - İnce Memed 1
veya indir
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın romanı. Abdi Ağa'nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa'nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe'yi kaçırır. Abdi Ağa'yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed eşkıya Deli Durdu'ya katılır, ancak kıyıcılığına katlanamadığı Deli Durdu'dan iki arkadaşıyla birlikte ayrılır. Memed, sıradan bir köy çocuğuyken, zulmedenler için eşkıyaya, köylüler içinse bir kurtarıcıya dönüşür.

"Bir yaşam biçimini bir halkın portresi olarak böylesine veren bu romandan daha iyisi yazılamazdı." - The New York Times Book Review, (A.B.D.)

"Şaşırtıcı, orijinal bir kitap." - Sunday Times, (İngiltere)

"Epik boyutlara ulaşan ve muhteşem bir sona ulaşmak için hız kazanan öyküye kendinizi kaptırıyorsunuz." - Sunday Times, (İngiltere)

'Yaşar Kemal, şaşılacak ölçüde yaratıcı' -The Booksell, (İngiltere)

'Yaşar Kemal, karakterlerini unutulmaz, seçkin ve gerçek hayattan daha da gerçekçi kılan detay zenginliği ile Rus Edebiyatının kalitesine ulaşıyor.'

Yaşar Kemal - İnce Memed 2
veya indir
Öldürülen Abdi Ağa'nın yerini kardeşi Hamza alır. Memed, topraklarını ele geçirmek için Vayvay köylülerine zulmeden Ali Safa Bey'i ve Hamza'yı öldürür. Ancak köylüler için tam bir efsaneye dönüşmesine rağmen zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği konusunda kuşku duymaya başlar. Abdi Ağa gitmiş, yerine Hamza gelmiştir, onun yerini de bir başkası alacaktır.

"Kalemi insanlığın hizmetinde bir yazar..." - Henry Lundström, Sundvalls Tidning, (İsveç)

"Yaşar Kemal, görkemli bir destan akıcılığı içinde, tüm ayrıntıları titizlikle yansıtarak dile getirmiş ülkesini." - Paul Theroux, The New York Times, (A.B.D.)

"Korkusuz bir toplum eleştiricisidir Yaşar Kemal. Ve eşsiz bir şair." - Dagens Nyheter, (İsveç)

Yaşar Kemal - İnce Memed 3
veya indir












Yaşar Kemal - İnce Memed 4
veya indir












------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Kuşlar da Gitti
veya indir
Kuşlar da Gitti, İstanbul'un çürüyen, kirlenen yüzünün ve insanlığın da şehirle birlikte yok oluşunun romanıdır. Kuşların bir zamanlar mekan tuttuğu İstanbul'da çocuklar onları yakalayarak cami, kilise ve sinagogların kapılarında "azat buzat beni cennet kapısında gözet" diyerek satarlar. Ancak çocuklar satamadıkları kuşları yemek zorunda kalırlar.

"Sağlam bir kitap, yoğun bir insan sevgisi ve şiir, tam bir başyapıt." - La Croix, (Fransa)

"Saklanacak, tekrar tekrar okunacak, üstünde günlerce düşünülerek, bütün zamanların, bütün ülkelerin en güzel edebiyat yapıtlarının yanına konacak bir kitap..." - Jeremy Brooks, The Independent, (İngiltere)

'Klasiklere özgü yalınlıkta bir öykü.' -Church Times, (İngiltere)

'Batı Avrupa'da neden böyle romancılarımız kalmadı?' -New Statesman, (İngiltere)

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Ölmez Otu
veya indir
Dağın Öte Yüzü üçlüsünün üçüncü kitabı olan Ölmez Otu ilk olarak 1968'de yayımlandı. Çevirisinin Fransa'da yayımlandığı yıl ise en iyi yabancı roman ödülünü aldı. Bir köy topluluğunun yarattığı mitin yıkılış öyküsü... "Patetik, acı ve güçlü bir roman...""Ölmez Otu'nda Yaşar Kemal insan olarak bakıyor köylüye, roman malzemesi olarak değil.""Bu ana topraktan fışkıran yazarın yanında, bizim tüm romancılarımız apartman saksılarında yetişen bitkilere benzediler.""Ölmez Otu'nda şehvet, kan, şiddet, cinayet hepsi vardır ve hepsi olağanüstü boyutlardadır."



------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Orta Direk
veya indir
Başı dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikayelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük bir görkemli hikayesidir. Üçlünün ilk kitabı Ortadirek'te uzun ve zorlu yolda yürüyenler anlatılır. Bir çile yürüyüşüdür bu; varacakları yerde onları sadece ayakta kalmak mücadelesi bekliyor olsa da, her yürüyüş bir umuttur. Pamuklar toplanmadan Çukurova'ya ulaşmak, çileye ve umuda da ulaşmaktır.

"Türk romancısı Yaşar Kemal'in Ortadirek romanı edebiyatın büyük insan manzaralarından biridir. Bu roman aslında Savaş ve Barış ve Moby Dick boyutlarında bir yapıttır." - Michel Cournot, Le Monde,

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Sarı Sıcak
veya indir
Sarı Sıcak Anadolu halkının yokluğa, açlığa, unutulmuşluğa karşı verdiği insanüstü mücadelenin hikayesidir. Pisliğin, sıcağın, sefaletin ortasında bir avuç insanın hayatla aralarındaki ince bağa sımsıkı sarılışlarının ve hayatta kalma çabalarının dramı yirmi iki hikayede dile getirilir.

"Kemal'in yazım stili yalın ve çarpıcı; köylülerin ağzından bütün insanlık adına konuşuyor." - Publisher's Weekly, (A.B.D.)

"Korkunç bir duyarlık ve acımasız bir şiir." - Observer, (İngiltere)

"Sadelik ve dürüstlükle anlatılan bu öyküler insanın belleğine kazınıyor." - The Milwauke Journal, (A.B.D.)

"Yoksulluk, boş inanlar, sinekler, toz, ölümüne çalışma, uçsuz bucaksızlık, bitkinlik, yabanlık, yılmazlık. (...) Çaresizlik doğan acıma ve duyarlığın evrensel boyutları." - The Guardian, (İngiltere)

"Köylülerin sefaletini ve sosyal eşitsizliği dile getiren kitaplarıyla Yaşar Kemal, Türkiye'deki son üç kuşağı en derinden etkileyen yazar." - Neue Zürcher Zeitung, (İsviçre)

------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Teneke
veya indir
Bir Anadolu kasabasında, çeltikçi ağaların yönetmeliklere karşı gelerek ektikleri çeltik sıtmaya neden olur. İdealist ve genç kaymakam tüm tecrübesizliğiyle, sıtmaya tutulan kasaba halkı adına ağalarla mücadeleye girişir. Ancak kaymakam kasabadan, ardından teneke çalınarak sürülür. Teneke idealizm ile baskın güç arasındaki mücadelenin romanıdır.
"Teneke kuruluş halindeki milli edebiyatımızın nefis bir örneği."





------------------------------------------------------------
Yaşar Kemal - Yer Demir Gök Bakır
veya indir
Başı dara düşener, yarattıları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikayelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük ve görkemli hikayesidir. Üçlünün ikici kitabı Yer Demir Gök Bakır bütün mümkünlerini yitirmiş köylülerin kendi yarattıklarını ermişin işaret ettiklerine bakarak hayatta kalmalarını anlatır. Roman kendi mitini yaratmanın tanığı, düş dünyasının gücünün kanıtıdır.
Fransız Eleştirmenler Derneği'nce "Yılın en güzel romanı" seçildi.



------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder